Marküteri Ne Demek?


Marküteri sanatı, değişik renklerde ahşap kaplamaların kesilmesi ve ardından da iç içe yerleştirilmesi sonucu meydana gelir.  Boya kullanılmadan ağaçların doğal renkleri ile yapılan bir oyma sanatı olarak açıklayabileceğimiz marküteri sanatında malzemenin kalitesi kadar profesyonelliğin de önemi bulunur. En üst düzeyde ahşap işleme bilgisi ve el işçiliği gerektirmektedir.

Marküterinin Tarihçesi

Marküteri sanatının geçmişi eski Mısır'a kadar uzanmakla birlikte Osmanlı’da da yaygınlıkla kullanılmıştır. Öyle ki bu sanat bizzat Fatih Sultan Mehmet Han tarafından da icra edilmiştir.

Osmanlı’da bu denli yaygınlaşan bu sanat daha sonraları unutulmaya yüz tutmuş ve günümüzde neredeyse yok denecek kadar azalım göstermiştir. Titiz ve özverili bir çalışma gerektiren marküteri sanatı, farklı renklerdeki ahşapların bir araya getirilmesi ile gerçekleşmektedir. Bu da ortaya çıkan ve yapılan her eserin kişiye özel olduğuna işaret eder. Bu nedenle eşsiz diyebileceğimiz bu sanatta aynı ürünün ikincisini yapmak mümkün olmamaktadır. Ahşabın içindeki desen her zaman değiştiği için aynı deseni bulmak oldukça zordur.

Kleopatra’nın Gözdesi Marküteri

Geçmişi Eski Mısır’a dek uzanan marküterinin hikâyesi de bir hayli ilginçtir. Kraliçe Kleopatra'nın sarayında sanat ile ilgilenen ustaların tüm hünerlerini göstererek eserlerini Kleopatra'ya beğendirmek için birbirleriyle yarıştıkları bilinmektedir.
 Kleopatra’nın dillere destan zulmünden korkan ve aynı zamanda birbirleriyle yarışan sanatkârların kraliçeyi memnun edebilmek adına sarayı sanat eserleriyle süslemeye başlaması kaçınılmazdır. Bu dönemde oldukça değişik tarzlarda süsleme teknikleri kullanılarak yeni teknikler bulunduğu bilinir. İşte marküteri sanatının doğuşu da tarihin bu satır aralarında yatar.

Söz konusu bu dönemde Mısırlı bir sanatkârın tasarımı tamamlanmış bir eşyanın üzerinde çeşitli geometrik şekiller ile birlikte bazı motifleri yan yana getirmesi ve bunu mobilyalar üzerinde uygulaması sonucu ortaya çıkan eserler Kleopatra’nın bir hayli ilgisini çekmiş ve takdirini toplamıştır. Böylece marküteri sanatı doğmuş ve hızla yayılmıştır. Öyle ki zulmünden korkulan kraliçenin sarayını süsleyen eşyalar, daha sonraları Fransa, İran, Arabistan ve İtalya’da yayılmış ve marküteri sanatı gözde bir sanat haline gelmiştir.

Ahşaptan Doğan Sanat

Eski Mısır’da kraliçenin zulmünden korkan bir sanatkâr tarafından bulunan ve 17 Yüzyılda Fransa’da yaygınlaşan marküteri sanatı özellikle Paris’te Louvre ve Versailles saraylarına giren marküteri tablolar ve mobilyalarla birlikte bütün Avrupa’da, Anadolu’da ve Arap Yarımadasında bilinir hale gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda ise bizzat Fatih Sultan Mehmet Han tarafından icra edilen bu sanat değişik renklerde ahşap kaplamaların kesilmesi ve ardından da iç içe yerleştirilmesi sonucu meydana gelir.  Boya kullanılmadan ağaçların doğal renkleri ile yapılan bir oyma sanatı olan marküteri, Meral Marküteri ve Tasarım imzasıyla yaşam alanlarınıza bir dokunuş katar.  

 


Paylaş

E-Postanzı Girin Gelişmelerden Haberdar Olun.